-
1 kelle kulak yerinde
стро́йный, ста́тный; ви́дный -
2 kelle
1) голова́2) голо́вкаbir kelle peynir — голо́вка сы́ра
bir kelle şeker — голо́вка [ко́лотого] са́хара
iki kelle lâhana — два кочана́ капу́сты
3) ко́лос (пшеницы и т. п.)••- kellesini koltuğuna almak
- kelle koltukta gezmek
- kelle koparmak
- kelle koşturmak
- kelle kulak yerinde
- kellesinden olmak
- kellesini uçurmak
- kelleyi vermek
- kellesini vurdurmak
См. также в других словарях:
kelle kulak yerinde — 1) kanlı canlı ve iri yapılı olan 2) gösterişli, itibarlı sayılan Aralarında yaşlı başlı, kelle kulak yerinde, efendiden adamlar da var. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle — is., Far. kelle 1) Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı 2) Ekinlerde başak 3) Külçe biçimindeki şeker Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. A. İlhan 4) tkz. Baş, kafa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kelle götürmek kelle koşturmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük